Her şeyi saklayabilirsin de içinde.
Gerçekte rezil değil mi?
Dayanamazsın.
Tahammül etme iraden,
yanıltır seni.
Gitmek istemezsin de,
yanında da kalamazsın.
Her gün aynı dertle uyandığında,
acıyla bir noktaya bakarsın da,
beddua etmeye kıyamazsın.
Kalp ile akıl ayrılınca,
kalınmaz yaşama manası.
Kaptırırsın kendini,
dipsiz bir kuyuya.
Ne tat kalır,
ne de tuz.
Acıdır hayat sofrası.
İki ayrı parçadır,
tek gürefti yaşayan.
Kutsal bir bağlılık yeminidir çünkü sevmek,
yaşamak gibi.
Çok şey yoktur aslında,
az şey anlatır sevmeyi.
Bütün hayatın
durduğun yerdir.
Ulaşamadıklarınsa senin değil.
Boş hayallerdir.
Dünya kendi ekseninde gerçeklerle döner.
Yıldızlar parlak görünür.
Aldatır ışıkları,
başın döner.
Verilen sözlerde,
tutulan dileklerde,
an olur,
kayar gider.
Yüreğin boş olur.
Yaşadıkların bir noktada toplanır.
Boğazın düğümlenir,
konuşamazsın.
Ciğerin yanar,
ağlayamazsın.
Sevgi iyi kalplerde savunmasızdır.
Her sevenin kaderinde
acı bir dram vardır.
Kahreden yaşanmışlıkları ayağa kaldırır.
Affedemezsin kendini de,
gerçeklerden de kaçamazsın.
Her gecenin bir sabahı var da,
bir gecenin olmayacak.
Her gündüzün bir gecesi var,
bir gündüzün olmayacak.
Ruh bedenden ayrılınca,
elbet her şeyin hesabı sorulacak.
Az yan yağmurdur yolları kaydıran.
Refah bilmezliktir,
hayatı hiçe saydıran.
İflah olmayacak kadar,
batağa saplıdır.
Şeytan sofrasında
misafir olan,
arındıramazsın.
En kötüsüdür, akıl sermayesi nefsi olan.
Gerçeği görmek istemez,
hayatı yalan.
Nasılsa bir gün gelecek,
herkes gibi sıran.
E biraz hayabe,
biraz utan.