Hatalıydım,
biliyordum,
Bile bile gittim,
tutuşturdum ayrılığı elime.
Git!
Yüreğimi dağıl,
bir kağıt gibi parçala,
Un ufak et,
tülden ince,
Üzerine sevdamı dök,
yak beni,
Ateşten sıcak,
külden ince,
Ölürüm inan,
sen gidince.
Sağır saçlarına,
çat kaşlarına,
Gönder ayrılık bakışlarına,
Toprağı değil,
göğsüne düşür beni, Tenin,
kefenim olsun.
Gözlerine göm beni,
her sesleniş, Bir umut oldu yüreğimde,
Hasretin gözlerimden okunur,
Aşık veysel görür,
sen görmezsin.
Türküleri dilimde söylenir, Sağır sultan duyar,
sen duymazsın.
Hasret alnımın çapında,
Gözlerim de kaşımda, ben uzaklarda sanırdım,
Laylasını dinlerken, suları sevdilim,
Seyrine bir gel,
dağları sevdilim,
Gel,
gel, gadan belam ben alım yar,
Sensiz gülmez eşkim ah alım yar.
Günah bendedir kalbim,
eşkim,
Gene de sendedir yüreğim,
Sen gidince,
pencereme bir karanlık dındı,
Ay buluta saklandı,
gökte yıldız kalmadı,
Dünya dünyalıktan çıktı,
sen gidince.
Sen gidince,
tanrı kadını yeniden yarattı,
Leyla, Mecnun'u anlattı,
Çöller yeşerdi,
günler sarardı.
İbrahim oğlunu kesti,
koç körüptü,
Yürekler seslendi,
Dadaloğlu dağa çıktı,
kör oldu.
Yüreğime vize kondu,
sınır düşüydü,
Sen gidince,
dostlar düşman kesildi,
İnsan insanlıktan çıktı,
dünya yaşanmaz oldu,
Sen gidince,
ölüler ayağa dikildi,
Herkes,
ama herkes,
Yüreksiz kesildi.