Dün seni aradım Kalamış'ta, sokak sokak.
Ne kadar cadde varsa bizi tanıyan, sordum.
Yoktun.
Güneşin batışını seyrettim burundan.
İnanmazsan git Bekir amcaya sor.
O da seni sordu.
Yine papatya verdi elime.
Her zamanki gibi başladım.
Seviyor,
sevmiyor,
seviyor,
sevmiyor.
Sapını da sayarsam,
seviyor çıkıyor.
Nerede Sina,
nerede?
Bunu kimse bilmiyor.
Bu ne biçim yalnızlığım?
Bana çok zor geliyor.
Ah şu papatya falları.
Çaresizliğim buna mı kaldı?
Ah şu papatya falları.
Başka bahara kaldı.
Ah şu papatya falları.
Çaresizliğim buna mı kaldı?
Ah şu papatya falları.
Başka bahara kaldı.
Sevmiyor,
sevmiyor,
sevmiyor,
sevmiyor.
Unutsun diye yalan söyledim.
Bugün gibi
attığımda vapurda simit alışığım.
İşte o simidin susamları gibi havaya savruldu.
Ezildi binlerce anılar.
Şimdi anılarımı tekrar topluyorum.
Nerede Sina,
nerede?
Unutabilir miyim acaba seni?
Bunu kimse bilmiyor.
Düşüncelerimi boğaza bıraksan.
Bu ne biçim yalnızlığım?
Ümidi de kestim.
Bana çok zor geliyor.
Zaten yalan söylüyorum.
Ah şu papatya falları.
Çaresizliğim buna mı kaldı?
Ah şu papatya falları.
Başka bahara kaldı.
Ah şu papatya falları.
Çaresizliğim buna mı kaldı?
Ah şu papatya falları.
Başka bahara kaldı.
Sevmiyor,
sevmiyor,
sevmiyor,
sevmiyor.
Ah şu papatya falları.
Çaresizliğim buna mı kaldı?
Ah şu papatya falları.
Başka bahara kaldı.
Sevmiyor,
sevmiyor, sevmiyor.