Karanlığına yürüyorum.
Soğuk rüzgâr,
damla yağmur,
Bir de hasretin uğruyor yüzüme.
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.
Soğuğu yanımda orman yağmurlar,
İçi için yanan sevdalar,
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.
İlle de gözlerim.
Gözlerim,
bir çocuk gibi büyüyor içimde,
Gürül gürül akan,
dost yüzlü,
dost gülücüklü.
Bir çocuk ki içimde,
öldürsen sesi çıkmaz,
Bir çocuk ki içimde,
severse pişman olmaz.
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.
Gece bitmesin,
hasret dinmesin,
Zaten
karanlıkta ellerim.
Zaten
karanlıkta gözlerim.
Dünya güzel diyordu,
senin olsun yaşımın,
Bir bakışınla çekip aldın beni çocukluğundan,
Büyüttün,
olgunlaştırdın,
çamurları ellerinden aldın,
Meyveler dalında,
uçurtmam sende kaldı.
Şimdi sen annenin yanında,
okşatırken saçlarını,
Benim içimde bir yangın,
kül ediyor gençliğimi.
Sahte dostlar gibi olsaydı geceler,
Tanardım,
bilirdim,
anlardım vefasızlığını.
Seni tanımak isterdim,
bahar gibi,
çiçekler gibi,
Şöyle açmamış güllerdim,
Ya da bir karanfil dalında solunmuş,
kurutulmuş,
Anlardım sen bahar olsaydın sevmelerini,
gitmelerini.
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.
Bir çocuk büyür içimde,
öldürsen sesi çıkmaz,
Tanır bilir vefasızı,
için için yanar,
yanar,
söylemez.
Gözlerim,
gözlerim,
ille de gözlerim.
Gözlerin büyüler beni,
gözlerin deler yüreğimi.
Geceler uzun olunca,
kendimle böyle konuşmalar yaparım,
Zamanlı sana takılır,
gitmeseydin,
Yalnızlık odamda dolaşmazdı,
Dalımda baykuş ötmezdi,
hasretin beni eritmezdi gitmeseydin.
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.
Karanlığa,
soğuk rüzgâr,
damlaya,
Bir de hasretin görür,
Ama gözlerim,
ille de gözlerim.