na každej domov,
Göç geçer
geçer ayrılıklar bağladı
Bize böyle pay kalır,
bize böyle
pay kalır
Ağla sevdiğim,
ağla
belki dönemem
Kar yağar düşüşür yüreğimde ağlarım, ağlarım
Göz yaşım beyaz kalır,
beyaz kalır
Sonra askerler
yeniden kuşatırlar aşınmış kaleleri
Bin hava var parçalar gecenin döşeğini
Ocaklar iniler,
yas büyür,
orta yerde kan kalır
Dıngılavada peştemalli çocuklar havuzlara işerler
Gözlerinde bir mahmur özlem kalır
Derken bir Ankara,
bir Poyraz beni döve döve içeri alır
Yollar da giderek uzaklaşır,
giderek uzaklaşır
Kuşlar inkar edilir,
gökyüzü yağmalanır Ben büyürüm bu kederle kalbim uslanır
Ağla sevdiğim,
ağla ve kucakla kumral delikanlını
Buralarda çatılmış bir tüfeğim,
böğrümde taflan kalır
Şimdi Kızılay'da oturmuşum
hasretin kancasında
Geçer zaman,
geçer yıllar,
günlere bir yeni pazağın kalır
Göç geçer,
geçer ayrılıklar bağladı
Bize böyle pay kalır,
bize böyle pay kalır
Ağla sevdiğim,
ağla
belki dönemem
Kar yağar, düşüşür yüreğimde
Ağlarım, ağlarım, gözyaşım beyaz kalır,
beyaz kalır
Ağla,
sen hep mağlup bir ağlayışta Ben uzak susarım bu mağlubiyet için,
hep anlayışta
Bak
çöpçüler bu geceyi de piç edip süpürdüler
Bense haber değeri bile olmayan bir haykırışta
Özleminle hala bir yakarışta
Ağla,
ben de ağlarım,
gözyaşlarım özlemine az kalır
Buralarda nem var,
nem varsa sende kalır
Ben gittim ve yittim
Oralarda usul usul talazlanan nehirlerde
yaz kalır
Yaslarım günleri yüzüme,
gözyaşım beyaz kalır
Ve günler geçer,
herkes gider,
pistler boşalır
Sahnede bir kurtlar,
bir ben,
bir klasik dans kalır
Ağla sevdiğim,
buralarda döne döne dönemem
Artık bir yeşile dolmasak da
anılardan haz kalır
Sen de bir zaman duyarsın,
bir gün bir taze mezar kazılır
Ardında bir dağınık gazel ile,
kül ile,
Ankara'da bir ölü yılmaz kalır