Oh my god,
easy gold.
Bu nedir beyler?
Yey, yey.
Kirimeli yağmurt korbu biter dediler basboğu içine bu pohun
Ben de bastım, bir çokun kaldı içinde
Bir çoku getirip bir vepa çoku
İçeceğim sehere kadar bir çoku, ben çünkü çoku
Daki keçi otur kırakta,
geç olur göz duyur sırasının neçesi
Tavupaman üstü kara,
saçı ak,
çoksun geçmişi olup dustak
Çektiği tütünün tüstüsü ak,
hamısı çağırır beni ustak
Hamvız çağırır beni ustak,
hamvız çağırır beni ustak
Hamvız çağırır beni ustak,
hamvız çağırır beni ustak
Gülmelisiz, esninde çokumuz ölmelisiz
Süratle giden de dündar biz,
koyuyoruz necaki önderimiz
Düştüm paradoksum,
fitte o menbossum Şehirde oyun bozul,
iki tane korsun,
çorsun,
çorsun
Düştüm paradoksum,
fitte oyun bozul,
iki tane korsun,
çorsun,
çorsun,
çorsun,
çorsun
Çıkıp
da düştüğü telelerden,
kim seçebilir dağları derelerden
Çaktırmaz rapin pedelerine,
dudur tamışın tırnevelerine
Gülür emme,
anasız hedelerine,
tüm basmış anlataları nenelerine
Bunu demiştim hamısına defelerine,
ki oynamır babalar bebelerine
Ağzını dağıtmak fikrin var olsun,
zaylen ve hayatın dağılıp sonsuz
Maksimum oldukun meclise kolsuz,
ona göre bir damcı avrımız olsun
Raple zamansız ayrıldık,
biz amıdan seçilip sayılırdık
Söyerek vermeyeyim aydınlık,
seni derinle tanıyayım aydındık
Bilerek yutuzup duran babaydın,
tepemin laneti yeniden kaydım
Çağırın patlılığını,
eylasın gayrım,
istese nadik,
istese aydın
Düştüm paradoksum,
fitte o menbossum Şehirde oyun bozul,
iki tane korsun,
çorsun,
çorsun,
çorsun
Çorsun,
çorsun,
düştüm paradoksum,
fitte oyun bozul,
iki tane korsun,
çorsun, çorsun, çorsun, çorsun