Bu gece yine zor bir gece benim için.
Yine kendimi dinliyorum.
Hiç hesaplaşmalarla,
kocaman yalnızlığımla.
Ufusun bir gece.
Duygularım her melodide canlanıyor.
Her nota
işkenceyle konuşturuyor.
İnsana aşkı kendinde yaşatıyor.
Aklından geçenler acıya dönüşüyor.
Aklına kazınıyor hiç duymak istemediğin sözler.
Seven
affeder yalanı,
korkakların limanı.
Beter fırtınaları açılan
küreksiz sandala binmek için.
Affetmek, unutmak.
Sen her aklıma geldiğinde
kendimi affedemiyorum.
Duygular ne kadar gerçekse,
işte o kadar acıtıyor.
Kendine sattığını
kendi geri alamıyor.
Bakan gözler her zaman görmüyor.
İstemediklerin
cana yakın duruyor.
Aşkın acısı değil,
her gün başkalaşmak.
Belkiler teselli bazen.
Ama keşkelerim zorluyor.
Ayrı yöne yürüdükçe mesafe açılıyor.
Güneyinin gittiği yere
aklın gitmiyor.
Elini uzatsan elin yetmiyor.
Sen geldiği esimler umuda
veda oluyor.
İnsan kendi önünde kendini buluyor.
Dünya insan yüreğine sıkıyor.
Bir sevgi cana sığmıyor.
İnsan yaşamadıklarını ve artık hiç yaşayamayacaklarını bedel ötüyor.
Bin yıl yaşasan
bir anı unutturmuyor.
Ölçüsü belli olmayan ağırlıklar altında.
Eziyor sevmek.
Eziyor.
Çarparak çıktığın kapını ziline basarken titremezse eğer elin,
başrolle figüranın arasındaki farkı göremezsin.
Ağlamanın tek tarifi gerçekten ağlamak.
Artık içinde olmadığım hayatına merhaba dese yine.
Misafirden önce kalkma masadan.
Kapıya yine su koy kuşlar için.
Duygularını yaz.
Beyaz bir kağıda.
Hatta boş ver.
Kimse okumaz.
İki satır yaz.
Tek bir kelime yaz.
Özledim yaz mesela.
Özledim.
Nece bilmiyorum bilerek can acıtmak.
Allah affetsin.
Çok sevdim.
Bende kaldı.
Yüreğimde.
Yüreğimde.
Yüreğimde.